9 Mayıs 2011

-yasiyoruzisteneyasiyorsak-

Nerelere gidiyor hayatlarımız bir kere daha gözden geçiriyorum. Bir sürü insan ve bir sürü hayat profili.. Halimize şükretmek yerine hergün saçma sapan şeylere olan isyanlarımızı hatırlıyorum. Boşuna kızıp, boşuna insanları nasıl kırdığımızı anlıyorum. İki günlük dünya deyip yaşamın güzelliklerini yaşıcamız yere üzülerek ve kırılarak harcıyoruz günlerimizi. İnsanlar en kötü günlerini yaşıyorlar bu hastane odalarının içinde ve bizde onlarla aynı odaları paylaşarak, acılarını izleyerek içimizde birşeylerin yok olmasının hissine kapılıyoruz. En yakınınızda ki insanın acılarına güçlü durarak omuz germege çabalayarak uyanıyoruz sabaha.. Tabi sabahları getirebilirsek..

Uykunun kollarına bırakmaya çabalıyorum kendimi tüm bu acıların içinde. Ama gözlerimden sadece gözyaşlarımı bırakabiliyorum. Gecenin karanlığına sığınarak güçsüzlüğümü yaşıyorum. İşte nedensizce yaşadığımızı gözyaşlarım ve güçsüzlüğüm öğretiyor bana.
Bana sessiz kalan herkese isyan edercesine çığlıklar atıyorum içimden.. Sessiz ve büyük kırgınlıklarımı, kızgınlıklarımı yaşıyorum.. Yaşayamadığım, dışa vuramadığım herşeyi keşfediyorum..
İşte durum bu..
Kırgınım,

 

Nefeslerimizi boşa harcayışımıza ve hayatı boş geçirişimize..

 

*Sinem Yılmaz..