8 Haziran 2012

O olmak ya da O'na sahip olmak.. İşte bütün mesele bu!


Hepimiz aslında birilerinin üçüncü tekil şahıslarıyız. Hepimiz birilerinin aşkı, yalnızlığı, acısı, vicdanı ya da umuduyuz. Hep birileri bize O diye hitap etmiştir ve bizde birilerine O diye hitap etmişizdir. Kimi nefretine yenik düşerek söylemiştir, kimi aşkına kurban olup söylemiştir. İsyan etmiş ya da etmemiş. Kimsenin umrunda olmadan ilerler ve ilerler bu döngü!

Birileri hayatına devam eder, birileri hayatına devam ediyormuş gibi görünür. İstediğinizi düşünmekte özgür olursunuz bu noktada. O’na hayatına devam ettiği için nefret duyar ama sonra seversiniz. Umutsuzca, çaresizce seversiniz. O hep olacaktır çünkü.
Ya da
Güzel yanından bakarak, her sabah uyandığınızda başucunuzdaki adama ya da kadına baktığınızda O’nu göreceksiniz. Hayatınız aşkını.. Yanınızda huzurlu, mutlu ve bebek gibi uyuyan bir yüz, bir insan ve bir aşk göreceksiniz. İşte o zaman sevmeye ve sevilmeye şükredeceksiniz. Bunları yaşayanlar, yaşamayanlar, yaşamak isteyenler ya da yaşamak istemeyenler.. Hep bir umuda tutunacaklar.

‘Belki yarın, belki yarından da yakın.. ‘

O’nu anmayı hatırlamayı bırakacağımız bir gün..
Ya da
O’nu bulacağımız, bulduğumuz bir gün..
Kim bilir.. Belki yarın, belki yarından da yakın. Hepimize iyi dilekler dilemek benim için en iyisi.. Umuyorum, şükrediyorum.

Bol Şanslar.. O’nu bulmakta ya da O ithafını kazanmakta.. 


'Sinem Yılmaz..