8 Mart 2012

Özlemek..

Çoğu zaman alışıla gelmiş özlemler çekeriz aslında biz. Hep bir sebepten özlem duyar, acı çekeriz. İnsanoğlu olarak da hep anlamsız ve platonik özlemlerle yaşarız hayatı. Kimine göre özlemek en büyük acısıdır hayatında, kimine göreyse hakettiği bir ceza. Ama yinede çözemediğim bir nokta var bu durumda. Biz karşılıksız duyduğumuz her bir özlem zerresi için niye bu kadar acı çeker, gözyaşı döker ve kendimizi suçlamak için nedenler sıralarız. Aslında öz be öz söylemek gerekirse, niyedir bu kendimize işkence edişimiz.


Bazı özlemler karşı konulamazdır, durdurulamazdır. Asla geri gelmeyecekleri özlemek, sabrıda getirir yanında kabullenmeyi de... Çünkü ulaşılmaz olacağını ve özlemekten başka yapılacak birşey olmadığını ve sadece rüyalarımızda ve dualarımızda yaşayabileceğimizi bilir, kabullenir ve özleriz karşılıksızca, beklentisizce. Mantıklı açıklamalara yerleştiremesek de bu durumu, kabulleniş denen ayrımı bilir, ona göre hareket ederiz.


Birde diğer özlemler vardır.. Karşılıksızca ve beklentisizce özlemeyi kabul edemediğimiz, her geçen gün alışmayı getireceğine, biraz daha acılara gebe olan özlemler. Karşılıksız kalan özlemlerimiz..


Ama nedendir bilinmez. Bu özlemlere inatla atlarız biz insanoğlu. Öyle durur durur bir şarkıda, bir mekanda, bir sokakta, bir gülüşte, bir espri de... daha aklınıza gelebilecek bir sürü şeyde hatırlar ve özlemin acılarını yüreğimize biraz daha alırız. Her geçen gün kalbimizin kapılarını kapatacağımıza unutmamız gereken aşkı, özlemle kamçılar dururuz. Oysa ki önemli olan karşılıksız olan özlemler değildir, özlediğimiz insanın bizide özlemiş olmasıdır. Özlemiş olma ihtimali de değildir olay, sizin gibi özlemden acı çekiyor olmasıdır. Sizin gibi her geçen gün özlemle biraz daha yakınlaşmasıdır.


Dedim ya nedendir bilinmez.. öyle uçsuz, bucaksız, sonu görünmeyen özlemleri yaşamaya bir çabamız var hayatta. Düşünüyorum bende işte bu yüzden. Neden özlüyorum diye?.. Sonra fark ediyorum, hakketmediği bir özlemi veriyorum ben ona.. Asla ellerinde tutamayacağı bir özlemi vaadediyorum. Ve biliyorum ki dışarıda benim gibi düşünen, yaşayan bir ben daha var..


Hayatın döngüsü diye der geçerdim eskiden ama artık yapamıyorum.. Hani derler ya 'seni seveni sen sevmezsin, senin sevdiğin seni sevmez.. '
Özlemde aynı bu durumda aslında hayatlarımızda. Senin özlediğin seni özlemez, seni özleyeni sen özlemezsin.. Ama herkesin bilmesi gereken bir şey vardır ki..


Mesele özlemekte değil kardeşim.. Mesele özlediğin insanın da seni özlemiş olmasında! Platonik özlemler değil mesele anlayacağın karşılıklı olanlarda..




*Sinem Yılmaz..