29 Mayıs 2011

' yanlışlarla yaşamak ' ..

Bugünler de boş zamanlarımın çoğunu düşünmeye adadım. Düşündükçe içinden çıkılamaz hallerimi buldum. Kendimi yeniden tanıdım sanki. Hayatımda aslında hala atlatamadığım bir çok şeyin olduğunun farkına vardım. Aşabildiğimi sandığım korkularım, acılarım, özlemlerim hala benimleymiş. Anılarımı silmek adına verdiğim savaşlardan zaferle çıktığımı sanırdım oysaki, düşüncelerimi yeniden tanıyana kadar. Ama hala izler ve kapanması mümkün olmayan yaralarım var ruhumda. Evet belkide insan kaybederken kazanır savaşlarını. Benimkilerse kazanırken kaybedilenlerden..

Hayatlarımızı harcayışlarımız vardır ya hani kimi zamanlarda. Dur yapma diyen çoktur, ama siz kafanızın dikine gitmeye kararlısınızdır. İşte o anlarımıda gördüm yeniden. Ve inatla o yanlış yola sapışlarımın farkına vardım. Ama sonra durdum ve dedim ki yine olsa yine yapardım. Dur diyemiceğimiz bir kaderle yaşıyoruz çünkü hayatı. Öyle ki yapmasak hep ‘keşke’ lerle yaşıcaz bu yaşamı, yaparsakta bir yerde ve bir zamanda iyiki yapmışım diyebilceğim şeylerim olucak. Ömür boyu olsaydı nolurdu diye yakınmaktansa, peşinden gittiğim şeyin sonuçlarına katlanmayı ve ilerde baktığımla onunla yaşamayı nasıl öğrendiğimi hatırlamayı tercih ederim.

Ne de olsa her yanlış bir doğruyu getirir hayatlara. Her yanlış bir tecrübe olur bana.

Pişman olmadım değil bazı kararlarımdan oldum. Hemde büyük pişmanlıklardan! Ama bildiğim bir şey var ki zamanı geriye alıpta o anı değiştiremeyeceğim. Herkesin kendine has pişmanlıkları vardır ama hayat böyle değil mi zaten hep bir pişmanlık ve hep bir keşke var içinde.

O yüzden düşünmekle karara vardığım en güzel şey bu oldu. Keşke demektense yanlış adımları yaşamayı tercih eden ve pişmanlıkların içinde boğulsam bile asla pişmanlığın kendisini kabul etmeyen bir ben..

Kabul etmek gerek bazı gerçeklileri. Kimse mükemmel değildir ve kimse hayatı planlı programlı yaşayamaz. Bir adımda herşey değişebilir, bir saniyede dünya bile yok olabilir. Nedendir bilemiyorum ama her insan yanlışlarıyla doğar ve yanlışlarıyla yaşar.

Bu işin en kötü kısmıda bu ya zaten ‘yanlışlarla yaşamak’ …

Sen istersen dünyayı kurtarmış ol. Yaptığın her hata senin üstüne yapışır ve başarıların, doğruların asla o yanlışları silemez. Ama yinede yanlış yaparsın. Tüm başarılarını çöpe atmak pahasına… 



*Sinem Yılmaz..

bu sabahların bir anlamı olmalı..

Sanırım sabah saatlerini sevmemden bu uykusuzluğum. Kuşların cıvıl cıvıl seslerinden, balkona oturmuş Haydarpaşa’nın ihtişamından gelen tren seslerini dinleyerek, tüm o toprak kokusunu içime çekerek oturmanın verdiği hazdan sanırım uykusuzluğum. Özlemişim bunu yapmayı. Özlemişim yazın habercisi bu mahoş havayı. Tüm güzellikleriyle karşımda duran mahallemi seyretmeyeli çok olmuş. Hele birde küçücük görünsede, gözlerimi kıstığımda sadece bana bakan deniz yokmu? Daha ne isterim ki..

Arkadan açabilsem keşke deniz mehtap şarkısını, duyabilsem o şarkının harikalığını. Ama sokakların sessizliğinin içindeki sesleri dinlemekten alıkoyupta kendimi açamıyorum şarkıyı. Sadece tren sesleri, kuş sesleri, hep sinir olduğum araba sesleri bile güzel geliyor bu sabah bana. Güneşin güzelliğine yaklaşıyor gözlerim yavaş yavaş..

Aslında uykuya o kadar hasretki bedenim, ama ruhum daha da hasretmiş bu anlara. Uzun zamandır ilk kez derinden bir nefes aldım, uzun zamandır ilk kez stresten değil, keyiften yaktım sigaramı. Bugün inandım , tüm sıkıntılarımı, hayatın bana verdiği tüm acıları kenara itmeyi başarabilmeme.

Gözlerimi kapattığımda akmasın gözyaşlarım diye dua etmekten alıkoyucam bu sabah kendimi. Bu sabahla günün bitişine kadar olan zaman dilimimi keyiflere adıyacağım. Bende bir Pazar günü havasına girip, Pazar kahvaltısı yapıp, Pazar günü aşkına bürüneceğim bugün. Evet bunu yapıcam! Her ne kadar yarın bir finalim olsada, her ne kadar sayfalar dolusu çalışmam gereken not olsada, bıraktım gitti bugün. Hayatı koyverdim gitti bugün.

Ne zaman yaşıyacağımı bile bilemiyorum bu duyguyu bir daha. Öyle umutsuz bir insanım bende işte…

O yüzden bu inanma çabam. O yüzden balkonumda havanın keyfine kendimi bırakmam. Bugün ana bıraktım herşeyi, sadece akıp gitsin zaman benim yanımda, yalnızlıklarım dost olsun bana. Telefonum çalmasın, mesaj gelmesin. Sadece ben ve keyfim olsun bugün yanımda.

Ah sabahlar! Uykusuzluğumun en sadık sahibi, sana isyanım yoktur bu sabahtan sonra.. Özlemlerimi getirdiğin an barıştık seninle.. 



*Sinem Yılmaz..