Hep bir sessizlik barındırır bu asla üzülmem dediğin
olaylar, kişiler, aşklar, sevgiler… Haykırdığında da, içinde biriktirmek için
çabaladığında da.
Her bir asla, her bir gözyaşı kendi sessizliklerinde birer
çığlık taşır. Her bir çığlıkta senden bir parça barındırır. Sessizce o
parçalarla senden bir parça daha gider. Sen, senliğinden biraz daha koparsın. Duvarlar,
geceler, şarkılar, sözler, yazılar, uykuya kendini bırakmak için yorganı kafana
sıkıca çektiğin anlar, kaçmak için sığındığın ya da kendi kendine konuşmak için
kapandığın her biran, her bir yer büyür ve büyür. Artık ne kaçacak bir yer
kalmıştır ne de kendine itiraf etmek için seni bekleyen bir asla’n. Köşeye sıkışmış
bir halde bir yere tüner ve kaderine boyun eğersin…
İşte o kadere boyun eğdiğin her anda başucunda duran iki şey
vardır her zaman:
Gözyaşların ve yalnızlığın…
İkisini de barındırdığın ruhun artık sana ayak uyduramaz ve
senden kaçmaya başlar. Uzaklaşır yavaş yavaş, sessizce. Sen ruhsuz, senlilikten
çıkmış bir halde hayata tekrar tutunmaya çalışırsın. Her bir tutunuşunda biraz
daha düşersin. Her bir düşüş bir öncekinden daha da ağır, daha da sert olur. Her
bir düşüşte biraz daha yok olursun. Aslında yok olacak hiçbir şeyin kalmamıştır
geriye. Ama hep bir şeyler yine de yok olur ruhunda… Sana tutunmak için elinden
geleni yapan ruhunun da yapabilecekleri tükenmiştir işte.
Ve yapman gereken: asla dediğin sevgilere, aşklara, kişilere
akıttığın her bir gözyaşına sıkıca tutunmak ve yalnızlığına sebebiyet verdiğini
düşündüğün aşkların, sevgilerin, kişilerin siluetlerini görmeyi, algılamayı,
tekrar tekrar olanları irdelemeyi başarmaktır.
Ruhsuzluğun bir parçası olmak, senliliği kaybetmek,
etrafındakilere olan hassasiyetini kaybetmek ve en önemlisi de kendine olan
bağlılığını kaybetmek, bir ‘asla-ya’ feda edilemeyecek kadar önemlidir bu
hayatta. O seni sandığından çok daha üzecek olayların bir parçası olduğunda
bedenin, kaçmak yerine savaşmayı denemeli bir insan… Çünkü kaçmak, saklanmak
sadece gözyaşlarına ve yalnızlığına gebe olur. O yüzden akıtmamaya yemin ettiğin her gözyaşı,
bırakmamaya yemin ettiğin her bir yalnızlık anını bırak artık ruhundan! Kendine
tutun. Ruhsuzluğuna açma kapılarını.
*Sinem Yılmaz..