9 Aralık 2011

Geçmişte kalan aşkımın, bugünkü keşkeleri..

Hani kelimeleri severim ya ben bilirsiniz. Kelimelerde beni sever Allaha şükürde. Bu gece bir şey durdu kaldı ellerimde, sadece 'keşke' yazıyor ve duruyorum…

Bir keşke yazıyor, bir sigara yakıyorum. Arttı söndürülmüş sigaralarım. Paketin dibini gördüm, yenisini açtım bile... O kadar fazlalaşmakta keşkeler ellerimde…

Hep bir aşkı arar ya insan kalbi, hep bir keşke vardır ya aşk adına bu hayatta. İşte ben kovmuştum aşk adına yazdığım o keşkeleri hayatımdan. Ama geçmiş geçmişte kalmıyor işte ne kadar kovsam da keşkeleri...

Geçmişe her bir sürüklenişim de yeniden adım atıyorlar hayatıma ve yüreğime keşkelerim. Yeniden hücum ediyorlar yüreğime, mantığıma! Yeniden bir savaş başlıyor ruhumda geçmişimle, bugünümle ve geleceğimle.. Ben bekliyorum dimdik ayakta sanki tüm bu savaşların ortasında kalmak ve geçmişle yüzleşmek adına...

Beynimi kurcalayan bir geçmiş, beynimi kurcalayan bir sevgi... Mantığıma sığınışlarımı yerle bir eden ve keşkeleri hayatıma ilk bırakan adam... Geçmişte kalması gereken, sadece tozlu kâğıt parçalarına kapattığım bir sevgiymiş oysaki onu anladım…

Anladım anlamasına çok şey anladım o tozlu kağıt parçalarından… İçine akıttığım acılarımdan. Bir bir sürüklenişimi okudum umutsuzluğa ve inatla hala 'keşke' demenin acınasına haline tanık oldum benliğimde. 

Bir adam tanıdım yazdıklarımda, bir adama yeniden âşık oldum anlatışlarımla ve bir adama yeniden lanet ettim her bir gözyaşım da. Ve inatla kalkıp keşke'leri yeniden sürükledim ellerime. Ve oturdum birde keşkelerimi anlatıyorum kendime… Ruhuma işkence etmek için uyanmışım sanki bu sabah ve ertesi sabahı zor edebilmek adına, uykuları haram kılmak adına almışım o tozlu sayfaları ellerime…




Ama yinede,
Bir keşke yazar, bir sigara yakar ve bir damla gözyaşı akıtırım tozlu kâğıtlarıma... Özler içime atarım ve sadece inanmaya çalışırım.

Keşkelerin bir gün iyi ki'lere dönüşeceğine...





*Sinem Yılmaz..