5 Ocak 2012

öyleböyleşöyle!

Böyle kelimeler beynimde büyüdüğü zamanları hiç sevemiyorum, sevemedim de gitti. Kendi kendime kurup kurup, bir sürü cümle içinde, anı içinde, sinir içinde bacaklarımı karnıma çekip sallana sallana oturduğum kişilik bozukluğu anlarımı da sevmiyorum! Ama işte yaşıyorum yine aynı anları…

Kelimeler böyle beynimin içine hücum etmiş halde bakıyorum tavana. Sanki bana ‘kendine gel salak!’ dicek de ben kendime gelecekmişim gibi. Alakası yok ama gelemeyeceğim nede olsa kendime. Çünkü ‘paranoyaklık’ konusunda üstüme adam tanımam gerçekten. Böyle durumlara gelirken ben, hep yeni bir şey öğreniyorum bu hayattan..

Bu sefer öğrendim ki: İnsanlarla arana koyduğun duvarları asla yıkmayacakmışsın. Canım dediğin her insanı hayatının en derinine almayacakmışsın. Herkesi çok iyi tanıyorum demeyeceksin ve kimsenin seni tam anlamıyla tanıdığına inanmayacaksın. Çünkü gün gelir, sen tanımazsın ve tanınmazsın.

Karşındaki dünyanın en büyük yabancısı oluverir sana. Sende karşındakine dünyanın en yabancı insanı oluverirsin maazallah. Olmuyor değil oluyor inanın bana! Yaşamasam söylemem yani. Öyle ki yaptığım şeylerin yanlış anlaşılması durumu hep gelmiştir başıma. Çok safım ya işte ' insanlara söylediğim her şeyin benim anlatmak istediğim gibi anlaşıldığına inanarak yaşıyorum' bu hayatı. Ama her seferinde yanlış anlaşılıyorum ve her seferinde kendime ‘safsın kızım ne anlaması’ diyip duruyorum.  

Hep bir yanlış anlaşılıyorum falanlarfilanlar. Ama buradan sesleniyorum eyy beni yanlış anlayan, tanıdığını sanan ve tanındığını sanan insanoğlu: Ben bir şeyi söylüyorsam direk söyler, bir şeyi yapıyorsam da direk yaparım. Evirmem çevirmem. Kıvırmam! Ve bir insanı kıracağımı bile bile aynı hatayı 2 kere yapmam.

Ama işte dilin kemiği yoktur! Söylersin böyle çıkar ağzından bir anda. Sonra kalırsın öyle. Sonra da kırdığına inanmazsın ‘görünüşte’.. ‘İçindeyse’ kemirir bir şeyler seni.

Benim de bu gece beynimdeki kelimelerin kemiği yok maalesef. Böyle içimi döktüm rahatladım! İyi oldu…

İyi geceler, Saygılar, Sevgiler.


*Sinem Yılmaz.