Herkesin içinde yalnız kalabilmek, herkeste seni aramakmış!
Seni sevmeyi öğrenememek en büyük hatammış. Senin sevmeyi
öğrenememense en büyük eksiğin ve en büyük acım olacakmış.
Bizi bitiren neydi diye kafa patlatırken ben bu duvarlarla… Karar
vermek tek bir cümleye baktı aslında,
‘ Yalan söylemek mecburi ve serbest ayyuka çıkmak! ‘
Biz yalanlara inanmışız, aşkımız ayyuka çıkmış sevgilim! Aşkımız
büyümüş, büyümüş, büyümüş. Sonu gelmez bir boşluğa doğru ilerlemiş biz fark
edemeden.
İnsanlar bizi düşünmüş, bizi konuşmuş, biz daha bizi
konuşamadan!
Ah! Sevmek de, sevilmek de ayrı bir mesele hayatlarımızda
sevgilim!
Sevmeyi de sevilmeyi de beceremeyenlerden olduk biz. Sevmeyi
abarttık, sevilmeyi abarttık…
Büyüttük her bir küçük anı gözlerimizde, sözlerimizde… Bizi
bitiren de bu oldu işte!
Büyüttüğümüz her bir sözde, her bir yalana açıldı kapılarımız.
Bize gerçek, insanlara gerçek gelse de, bir yalanı sevdik
sevgilim biz.
Uzaktan da bir yalanı sevdik! Biz, biz olabilmişken de bir
yalanı sevdik!
Anlaması güç! İnanması güç! Ama ama işte…
Hep bir şeye tutunmayı bilir. Seven ve Sevilen!
Aşka inanır, aşka inandırılır. Seven ve Sevilen!
O yüzden diyorum ya,
‘ Sevmek de, sevilmek de ayrı bir mesele hayatlarımızda! ‘
Bir sen var, bir ben var işte sevmekte de, sevilmekte de.
Bir ‘O’ var, bir ‘O’…
Anlamlar karışık, ayrılıklar acı. Ama hep tek bir düşünce
var yüreklerde ‘Sen ve Ben’…
Soranlara ‘Biz’, görenlere de ‘Biz’ olabilmek kolay
hayatlarımızda.
Asıl mesele,
Sevmek de, sevilmek de, kendi kalplerimizde ‘Biz’
olabilmekte işte.
Asıl mesele,
‘Biz’ diyebilmekte, hissetmekte, görebilmekte sevgilim!
*Sinem Yılmaz...