28 Haziran 2012

Öyle uzak, öyle de yakın bir biz işte..

İki ayrı dünyada, iki ayrı yaşamda, iki ayrı insanız biz işte. Sen uzakta, ben uzakta ama bir o kadarda yakın, tıpkı küçük bir kasabada asla karşılaşmayacak kadar şanslı olan iki yakın insan gibi. 
Çelişkiler içinde, bir çelişki yaşayan bir biz. Biz kavramını ikiye ayıran, iki ayrı insan.. 
Enteresan başlayan bir yol kesişmesi ve gerisi iplik söküğü gibi gelen bir yaşam. Ama ilginçtir ki o iplik sökülmeye mahkumken, tıpkı ipliği iğne deliğinden geçirmeye çabalarken pat diye takılıp ikiye ayrılırcasına, biz iki ayrı yola girdik. Böylesine bir yol aldık ve gidiyoruz. 
Birbirimizden kaçmadan, köşe kapmaca oynamadan, birbirimize bu kadar yakın olup, birbirimizden bir o kadarda uzak bir yaşam sürüyoruz. Böylede bir kaderin içinde sürükleniveriyoruz işte. Hayırlısı buymuş demek ki diyorum tam bu noktada.
Çünkü enteresan başladık derken gayet ciddiydim ben. Küçücük bir yerde, küçücük insan topluluklarımızla, asla birbirimizi görme şansı elde edemeden sürüyor, gidiyor yaşamımız. 
İşte bu noktada tek şeye bağlıyorum durumumuzu: 
'Kaderler ayrı çizilmiş işte.. yada duruma daha umutlu yaklaşırsam, vaktimiz gelmemiş daha bizim. Vakitsiz tanımışız yüzlerimizi, derinliklerimizi. Vakitsiz bir anda, olmayacak bir yolda kesişmiş adımlarımız bizim. Hatta belkide kaçırmışız bize, biz olmayı vaat eden kaderlerimizi.. '


'Sinem Yılmaz.. 

2 yorum:

  1. Yine harikalar yaratmışsın.. :)

    YanıtlaSil
  2. Teşekkürler efendim. Biraz geç cevap vermiş oldum ama mailimin azizliğinden :))

    YanıtlaSil